Başka bir futbolcu olsa tanımayanlar için yazıma wikipedia bilgileriyle başlardım. Ama eğer hala Ronaldo'yu tanımayan varsa o zaten futbolu bıraktım herhangi bir spor dalıyla bile ilgilenen biri değildir. Çocuklara okuma yazmayı öğrettikten sonra ilk olarak bu adamın hikayesi anlatılmalıdır, hangi mesleği yaparsa yapsın başarılı olması isteniyorsa. Ki ben de kendi çocuğuma kız ya da erkek olsun farketmez öyle yapacağım ileride. Modern futbol tarihinin bana göre gelmiş geçmiş en yaratıcı, en spektaküler yıldızıydı. Topu ayağına aldığında Allah’tan başka kimsenin nereye döneceğini, ne yapacağını bilmediği tek futbolcuydu. Her çalımı farklı bir hareketle, her golü farklı bir tarzdaydı. İmkansız denilebilecek, hiç bir futbolcu bunu yapamaz denilen hareketleri ardı ardına yapan bir futbolcuydu. Yaşadığı her sakatlıktan sonra 6 ay, 9 ay topa dokunamadığı zamanlar oldu. Kimsenin inanmadığı, başaramaz dediği, %99 futbol hayatı bitti dediği zamanlardan sonra defalarca tekrardan dirildi, küllerinden doğdu. Yeryüzünde kimsenin içinde onda olduğu gibi bir futbol aşkı olmadı. Hep espri yaparlar ya futbol bir din olsa bilmem ne filan diye işte onu ciddi söyleyecek olursak eğer futbol denen oyun bir din olsaydı, Ronaldo bu dinin peygamberinin kendisi olduğuna yer yüzündeki her insanı kolayca inandırabilecek derecede olağanüstü bir yıldızdı. Şimdi onu daha iyi tanıyalım.
Cruzeiro
6 yaşında bir kulüp bazında futbol oynamaya başlayan Ronaldo'nun yetenekleri 14 yaşında iyiden iyiye görülmeye, dikkat çekmeye başladı. Brezilya milli takımının geçmişteki efsane isimlerinden Jairzinho gibi bir referans genç Ronaldo'yu Brezilya Genç Takımı'nın yanı sıra efsanenin eski takımı Cruzeiro'ya da sokmaya yetti. İlk önce Cruzeiro'nun genç takımında oynamaya başlayan Ronaldo profesyonel kontrata imza atana kadar bekletildi ve ardından da kulübün en dikkat çekecek futbolcularından biri oldu. 16-18 yaş aralığında formasını giydiği Cruzeiro'da 58 maçta 55 gol atma başarısı gösterdi.
Brezilya U17
Brezilya U17'de 16 yaşına kadar tam 57 maçta 59 gol atarak tarihe geçti. Kendisi için kefil olan Jairzinho’nun yüzünü kara çıkarmadı. Kaydettiği 59 golle maç başına 1 golün üzerinde bir ortalamayla oynadı. Gelecekte dünyanın gelmiş geçmiş en iyi golcüsü olma yolunda ipuçları vermeye başlamıştı bile. U17’de gösterdiği bu başarıdan sonra göze giren Ronaldo daha 18 yaşını doldurmadan 1994 Dünya Kupası kadrosu için Brezilya A Milli Takımı'na alındı. Bebeto, Romario, Rui gibi tecrübeli yıldızlardan dolayı forma şansı bulamasa da kupayı kaldıran kadronun bir parçası oldu genç yaşına rağmen.PSV
Ronaldo Brezilya U17’de ve Cruzeiro’da gencecik yaşına rağmen harikalar yaratmasıyla Avrupa devlerinin dikkatlerini üzerinde çekti ama o bir diğer efsanevi golcünün sözünü dinlendi. Romario ona “Hollanda’ya git” demişti. Psv onun için yaşına bakılınca hiçte azımsanamayacak bir ücret vererek, Brezilya kulübüne 6 milyon dolar ödedi. Hollanda, her zaman Avrupa’daki futbol piyasasında bir futbolcu fabrikası olarak görev yapardı özellikle santrafor konusunda,ne yıldızlar gelip geçmişti. Johan Crujff, Marco Van Basten, Romario, Dennis Bergkamp.. Avrupa’nın santrfor fabrikasıydı. Ronaldo iki sezonda 57 maça çıktığı PSV formasıyla 55 gole imza attı, Hollanda Kupası’nı kaldırdı. İlk diz sakatlığını da Eindhoven’da yaşadı. Ama o çok denli ciddi bir şekilde etkilemedi ve kolay atlatmıştı. Hollandalılar parlatır ve satarlardı, yine öyle yaptılar. Barcelona, bu göz kamaştırıcı performansından sonra 18 milyon dolara Ronaldo’yu renklerine kattığında Ronaldo daha 20 yaşındaydı.
Barcelona
Barcelona’nın çizgili formasını üzerine geçirdiği ilk günden itibaren La Liga’nın en büyük yıldızı benim dercesine kasıp kavurdu ligi. Compostella maçında kaleye 40 metreden topu alıp kendine has çalımlarıyla 4 kişiyi geçtikten sonra attığı gol futbol tarihinin en güzel gollerinden biri olarak kabul ediliyor hala. Barcelona forması altında 49 resmi maçta 47 gol ona France Football’un Altın Top ödülünü getirdi. Ödülü alan en genç (20) ve ilk Brezilya’lı futbolcu oldu. Barça forması altında hem Copa Del Rey’i hem de Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nı hem de İspanya Süper Kupası’nı kaldırdı aynı yıl. O yıl kazanılan 3 kupanın bir kaç mimarı değil sadece tek mimarı vardı o da Ronaldo Luis Nazario de Lima’ydı. O yıl sonunda Barça, Ronaldo’nun istediği ücreti fazla bularak tarihinin en büyük cimriliğini sergiledi. Ve eline geçen bu fırsatı Inter’in başkanı Moratti çok iyi değerlendirdi. Yaklaşık 24 milyon dolara Inter’e transferini gerçekleştirdi.
1998 Dünya Kupası
1996 ve 1997 yıllarında yılın oyuncusu seçilmesinden sonra herkesin gözlerinin Ronaldo’nun üzerinde olduğu bir Dünya Kupası macerasıydı bu. Ama sorun şuydu Ronaldo’nun üzerindeki durgunluk havası herkesi şaşkına çevirmişti. Yine de final maçına kadar yaptığı 4 gol 3 asistlik oran çok da kötü sayılmazdı keza yarı final maçında Brezilya’nın tek golünü yine o kaydetmişti. Fakat ne olduysa final maçından bir önceki gece oldu. Bazı yerlerde diz sakatlığı nüksetti gibi saçma sapan şeyler yazar o gece için ama hiç bir alakası yoktur. Ronaldo, final maçından önce gece nedeni bilinmeksizin bir epilepsi krizine yakalandı. Kendini aşırı yorma, aşırı stres gibi durumlarda kriz nöbetlerinin hızlandığı söylenir. Belki de aşırı heyecan ve stresten o gece Ronaldo’yu yakaladı bu kriz fakat ne epilepsi hastasıydı ne de ailesinde böyle başka bir fert vardı. Ronaldo o gece apar topar acile kaldırıldı. Bütün tetkikler yapıldıktan sonra hastalığa dair hiçbir soruna rastlanmadı. Hastalığı hafif geçirenlerde ilaç tedavisi ile epilepsi hastası ilaca olumlu yanıt verirse hastalığın tamamen geçme ihtimali de bulunuyor belki de kim bilir bunu dışarıya yansıtmadılar fakat o gece yaşadığı epilepsi krizinden sonra Ronaldo maç kadrosundan çıkarıldı. Ama Ronaldo, içindeki futbol aşkıyla yanıp tutuşuyordu ve maçtan sadece 72 dakika önce teknik direktör Zagolla’yla konuşarak, ısrarla oynamak istediğini kadroya alınmasını talep etti. Ve tabi ki hangi teknik direktör Ronaldo gibi bir futbolcuyu ne olursa olsun bu kadar istekliyken geri çevirebilir. Ronaldo o final maçında sahaya çıktı ama neredeyse sahada yok gibiydi. Daha birkaç saat önce geçirdiği epilepsi krizinin hem fiziksel hem psikolojik tüm belirtilerini gösteriyordu bünyesi. Zaten bir pozisyonda Barthez ile çarpıştığı bir pozisyon sonrası pes etti ve sakatlanarak sahayı terk etti. Maçtan sonra Birmingham Üniversitesi nöroloji profesörü Adrian Williams Ronaldo için final maçında kesinlikle oynamaması gerekirdi, epilepsi nöbetinin en azından fiziksel etkilerini atlatabilmesi için yaklaşık 48 saat dinlenmesi gerektiğini söylemişti. Psikolojik etkilerinin geçiş süresinden hiç bahsetmemişti bile ama Ronaldo geçirdiği nöbetten 4-5 saat sonra final maçına çıkmıştı. İşte bir Fransa ekolü doğabildiyse bir Zidane gibi bir yıldız doğduysa işin biraz da diğer tarafını düşünmek lazım. Kader böyleymiş aslında diyebiliriz. Allah böyle istemişti başka açıklaması yok bunun.
Inter Milan
Inter yılları Ronaldo’nun hayatının en acı yılları olsa gerek. Eğer şu an hala piyasada Pele, Maradona, Messi, C.Ronaldo konuşabiliyorsa onlar bunu Ronaldo’nun bu acı yıllarına borçlular.. İlk sezonunda bildiğimiz Ronaldo gibi girdi Seri A’ya da 47 maçta 37 gol attı. Ve 1998 Dünya Kupası’nda Brezilya milli takımının en büyük kozu olarak yola koyuldu. İşte kara bulutların üzerine yoğunlaşması da o zaman başladı. Turnuva boyunca sadece 4 gol kaydeden Ronaldo’nun milli takımı finalde de ev sahibi Fransa’ya mağlup olarak kupayı alamadı.
Ronaldo’nun ciddi bir sakatlık geçirmesinin ardından finalde sahaya çıkması birçok soru işaretinin doğmasına sebep oldu. Sakatlığı tam olarak geçmeden maça çıktığına inanılan O Fenômeno’nun, sponsoru Nike’ın zorlamasıyla oynadığı iddiası ortaya atıldı. Bu dönem 4 yıl boyunca Ronaldo’nun kariyeri üzerine gelen kara bulutların yıldız futbolcuyu çok zorlayacağı yılların başlangıcı oldu.
Bir yıl sonra Ronaldo’nun derslere konu olan 'diz sakatlığı' kariyerini ciddi bir şekilde bitme noktasına kadar getirdi. Sağ dizinden çok ciddi bir şekilde sakatlanan ve aylarca antrenman dahi yapamayan Ronaldo için özel kum havuzları hazırlandı. Yürümeler, ter atmalar, diz güçlendirmeler, hafif koşular, kondisyon antrenmanları derken Ronaldo belki de bugüne kadar hiç bir futbolcuya gösterilmeyen ilgi,alaka ve dikkat ile sahalara dönebilmesi için çalıştırıldı ve tedavi edildi.
Ronaldo’nun ciddi bir sakatlık geçirmesinin ardından finalde sahaya çıkması birçok soru işaretinin doğmasına sebep oldu. Sakatlığı tam olarak geçmeden maça çıktığına inanılan O Fenômeno’nun, sponsoru Nike’ın zorlamasıyla oynadığı iddiası ortaya atıldı. Bu dönem 4 yıl boyunca Ronaldo’nun kariyeri üzerine gelen kara bulutların yıldız futbolcuyu çok zorlayacağı yılların başlangıcı oldu.
Bir yıl sonra Ronaldo’nun derslere konu olan 'diz sakatlığı' kariyerini ciddi bir şekilde bitme noktasına kadar getirdi. Sağ dizinden çok ciddi bir şekilde sakatlanan ve aylarca antrenman dahi yapamayan Ronaldo için özel kum havuzları hazırlandı. Yürümeler, ter atmalar, diz güçlendirmeler, hafif koşular, kondisyon antrenmanları derken Ronaldo belki de bugüne kadar hiç bir futbolcuya gösterilmeyen ilgi,alaka ve dikkat ile sahalara dönebilmesi için çalıştırıldı ve tedavi edildi.
Bu sakatlık ilk ve son olmayacaktı. 2000’de sahalara ilk dönüşünde Lazio karşısında sadece 7 dakika sahada kalabildi ve dizinden yine sakatlanarak bir kez daha yere yığıldı. 2 ameliyat ve 20 aylık iyileşme süreci oldukça sancılı geçti. Yine aynı süreç başladı, özel kum havuzları bir kez daha hazırlandı, yürümeler, ter atmalar, diz güçlendirmeler, hafif koşular, kondisyon antrenmanları derken Ronaldo 2002 Dünya Kupası’na yetiştirildi. Inter kariyerinin son senesi sahalara neredeyse 2 sene maç yapamadıktan sonra son 10 lig maçında 7 gol atarak formda bir şekilde 2002 Dünya Kupası yolunu tuttu ama kimse onun orada yapabileceklerine inanmıyordu. Futbol hayatının bittiğine inanıyordu. Inter macerası da zaten 2002 Dünya Kupası’ndan sonra bitecekti. Sakatlıklar sebebiyle 5 yılda toplam sadece 2,5 sene futbol oynamasına rağmen 91 maçta 62 gol atarak tamamladı Inter macerasını. İşte bu rakamlar onun en kötü denilebilecek yıllarının rakamlarıydı belki de..
2002 Dünya Kupası
Kendisi dışında belki de kimse ona inanmıyordu. Herkesin futbol hayatı %99 bitme noktasına geldi dediği bir sakatlıktan çıkmıştı. Yaklaşık 2 yıl maç yapmayıp sadece ligin son 10 maçına çıkmıştı ve 7 gol atmıştı. Ronaldo her maç ona inanmayan, futbol hayatı bitti daha ne yapabilir? Diyenlere sus işareti yapıyordu her golden sonra.O Ronaldo’ydu.O ‘II Fenomeno’ydu.Grup maçlarında ilk maç Türkiye’ye 1 gol, Kosta Rika’ya 2 gol, Çin’e 1 gol olmak üzere toplam 4 gol attı grupta. Son 16’da Belçika’ya 1 gol, çeyrek finalde İngiltere’yi boş geçti, yarı finalde bize yani Türkiye’ye 1 gol, finalde ise Almanya’ya 2 gol atarak toplamda 8 gol ile 2002 Dünya Kupası’nın gol kralı oldu. 2002 Dünya Kupası denilince tarihin sayfaları karıştırıldığında herkes Ronaldo’yu görecek, Ronaldo’yu konuşacak. Futbol aşkının aleviyle muhteşem bir dönüş yaptığından bahsedecek tüm futbol otoriteleri belki 50 yıl sonra da.. Toplam 7 maçta 8 gol 6 asistle kupayı 5.kez Brezilya’ya getirdi Ronaldo. Turnuvanın gol kralı olarak Altın Ayakkabı’nın da sahibi oldu. Aynı zamanda buradaki başarısı ona 3. kez Fifa Dünya’da Yılın Futbolcusu ödülünü getirecekti.
Real Madrid
2002 Dünya Kupası’ndaki estirdiği fırtına Ronaldo’yu yaklaşık 31 milyon euroya Real Madrid’e getirmişti. Ronaldo’nun transferi aylarca gündemden düşmedi. Sebebi ise Real Madrid’e gelen 3.Galactico olmasıydı. Real Madrid’in Ronaldo ile ününü Dünya çapında daha da arttırma politikası işe yaradı; Ronaldo formaları Dünya’nın dört bir yanında Amerika’dan Asya’ya kırmadık reklam bırakmadı. Şan ve şöhretle Real Madrid’e gelen Ronaldo reklam kampanyasındaki başarısını Ekim 2002’e kadar sakat bekleyerek ilk başta gösteremedi. Ama Ronaldo’nun gelmesiyle patlayan bilet satışları O Fenômeno’nun yedek kulübesinde eşofmanlarıyla oturmasına rağmen taraftarın her maçta O’na da ayrıca tezahürat yapmasına engel olmadı. Ronaldo sonunda ilk maçına çıktı ve Steve McManaman'ın pasıyla golünü de kaydetti. Ronaldo’nun henüz ilk maçında ortaya koyduğu performans bu yeteneğin bitmediği tam tam tersine bıraktığı yerden işine devam ettiğini taraflı tarafsız herkese gösterdi. Daha henüz 19 yaşındayken yaklaşık 40 metre top sürerek kendine haz peş peşe 4 çalımıyla attığı golü ile La Liga’da hatırlanan Ronaldo 8 yıl sonra aynı şekilde geri dönmüştü. Topla inanılmaz bir patlayıcı güç.. Hızlı ve inanılmaz şutları kaldığı yerden devam ediyordu. İlk sezonu Real Madrid’de toplam 41 maçta 30 gol atmıştı. 2006-2007 sezonunda Capello’nun onu göndermesine kadar süren Real Madri kariyerinde 177 maça çıktı ve 119 gol kaydetti. Son sezonunda dizinden tekrar sakatlık geçirmesi sebebiyle ilk dönem Real Madrid’de sadece 7 maç oynayabilmişti ve AC Milan yolunu tutmuştu.
2006 Dünya Kupası
Gerd Müller, Dünya Kupası tarihindeki 14 gol ile en golcü oyuncusuydu bu kupaya kadar. Ama bilmiyordu ki geri dönüşlerin kralı bunun böyle kalmasına izin vermeyecekti. Herkes Ronaldo’yu şişko,ağır ve yavaş diye eleştiriyordu. İlk 2 maç gol atamayınca iyiden iyiye eleştiri çığırtkanları seslerini yükseltmeye başladı sanki takımda herkes muazzam oynuyordu da 31 yaşında her başarıyı elde etmiş bir adam buna engel oluyordu. Grup maçlarının 3.su gelip çatmıştı. Türk gazeteciler dahil tüm Dünya’daki bir çok bilmiş futbol yorumcusu ve spikeri Ronaldo’nun ilk 11 çıkmaması için her şeyi yapıyordu. Acımasızca geçmişini, yaşadıklarına rağmen Dünya futboluna verdiklerini görmezden geliyordu. Ama Ronaldo, "Bana şişko diyenleri zamanında bana sakat o adam bir daha futbol oynayamaz, bitti onun futbolu diyenleri susturduğum gibi susturacağım." demişti. Japonya karşısında attığı 2 gol ile Müller’in 14 gollük Dünya Kupa’larında en çok atan oyuncusu olmak adına onun rekorunu egale etti. Ve o gün gelmişti.. Rekor günü.. Gelmiş geçmiş en büyük golcünün, Dünya Kupası tarihinde en çok gol atan oyuncusu olmasının günü. Son 16’da Gana’ya attığı gol ile 15 gole ulaştı. Dünya Kupası tarihinde en çok atan oyuncu oldu Gerd Müller’i geçerek. Yıllarca uğraştığı sakatlıklar, kaç kere futbol hayatı bitme noktasına gelmesine rağmen geri dönüşleri, acımasızca eleştirilmesi bunlar artık ona ağır gelmeye, yorgunluk vermeye başlamıştı. Ronaldo’nun bedeni Fransa’yı tek başına eleyebilecek şeyleri yapabilmesine izin vermedi. 98’in rövanşını da alamadı. Ronaldo’nun yaşadıkları Zidane ve Fransa’nın tarihi başarılarını alabilmesini sağladı. Peki ya o sene kainatın en iyi oyuncusu denilen Ronaldinho ne yaptı 2006 Dünya Kupası’nda, peki ya Ronaldo’dan daha iyi bir golcü geliyor diye saçmalayanları golcüsü Adriano ne yaptı? Keza Kaka dünyanın en iyi oyuncularından biriydi hani? Niye Ronaldo’yu yalnız bıraktılar sahada Fransa maçında. Açıp tekrar herkes 90 dakika izlesin o maçı şişko, yavaş denilen Ronaldo dışında futbol aşkıyla oynayan başka bir Brezilya’lı var mıydı sahada?
AC Milan
O kadar sakatlıklar geçirmesine rağmen Ronaldo hala büyük kulüplerin göz bebeğiydi. 2007 Ocak’ında oldukça uzun bir transfer döneminin ardından Milan Başkan Yardımcısı Galliani'nin çabaları sonuç verdi ve Ronaldo, eski takımı Inter'in ezeli rakibi Milan'a 9 milyon euroya transfer oldu. Artık 31 yaşındaydı.Milan kariyerinde fazla anlatılacak bir şey yoktu ‘O Fenomeno’nun.. Sakatlıklar yakasına yapıştı yine çok yorulmuştu artık.. 2 sezonda toplam 20 maça ancak çıkabildi sakatlıklar yüzünden ve 9 gol attı. 1998,2000 ve 2008 yine aynı diz yine aynı sakatlık. Real Madrid’de sol dizinden aynı sakatlığı yakalanmıştı.Hepsinde de futbol hayatı artık bitti,aha şimdi bitti diye diye bitirmeye çalıştılar. O direndi, o en iyisiydi, en yeteneklisiydi, bir şeyler daha verebilmeliydi futbola..
Corinthians
Aylarca aynı dizinden yaşadığı sakatlıklar yüzünden futbolu bıraktığı düşünülüyordu. Ama o çalışıyordu,Inter’de yaptığı gibi çalışıyordu, 32-33 yaşına gelmesine rağmen 18 yaşındaki futbol aşkıyla ben bu sakatlıkların üstesinde geldim yine geleceğim diyordu. Ama artık yaşlanmıştı bünye artık bazı şeyleri kabullenmiyordu. Corinthians günleri kötü geçti denilemez yine de bu haline rağmen toplamda 67 maça çıktı ve 35 gol attı.
Futbolu bırakması ve kilo problemi
Öncelikle bire bir kendi ağzından açıklamasını veriyorum size. Tarih: 14 Şubat 2011. "It's very hard to leave something that made me so happy. Mentally, I wanted to continue, but I have to acknowledge that I lost (the fight) to my body. With this announcement.. it feels like it's my first death. The pain made me anticipate the end of my career. It hurts when I go up the stairs, people who are close to me know this. I've given my life to football. I don't regret anything, but I can't keep going. I thought about it at home and realized that it was time. I had given everything that I had. My career was beautiful, was wonderful. I've had many defeats but infinite victories." Sevgililer gününde sevgilisinden ayrılan adamdır Ronaldo. 94 milyon euroluk C.Ronaldo'nun ‘çakma Ronaldo’ diye anılmasına neden olan efsanedir. Sevgililer gününde ileride eşim benden ayrılsa Ronaldo’nun sevgililer gününde ortak sevgilimiz olan futbolu bırakması kadar üzemez beni. Babasının ona ilk topu hediye ettiği 1980 yıl başı gecesinde içine düşen futbol aşkını elinden sakatlıklar almıştı yıl 2011’di.
Ronaldo 1998 ve 2000’de geçirdiği ağır sakatlıklardan kurtulabilmek için ağır kortizon içeren ilaçlar kullanmak zorunda kalmıştı. Tıpla ya da sakatlıklarla azıcık bile olsun ilgili olan insanlar bilir ki kortizon ileri zamanlarda sürekli kullanımından dolayı fazla kilolara ve daha bir çok yan etkiye sahiptir. Herkes Ronaldo’ya şişko, kilolu diye dalga geçerken o hayatının en acı anlarını ama aynı zamanda futbola dönme aşkıyla en hırslı, istekli anlarını yaşıyordu. Yaşı ilerlemeye başladıkça kortizon tedavilerinin yan etkileri iyice kendi göstermeye başladı. Kilo almaya başladı o ne kadar sürekli çalışsa, çabalasa da. Futbolu bıraktığında açıkladığı basın toplantısında 2007’de Milan’a daha yeni gelmişken yaşadığını kendi ağzıyla anlatmıştı. “Dört sene önce Milan'da hipotiroidizm denilen bir hastalığım olduğunu öğrendim. Bu hastalık metabolizmanızı yavaşlatıyormuş, ben de bunu kontrol altına almak için futbolda yasadışı olan ilaçları almak zorundaydım. İnsanlar kilolarım hakkında çok rahatsız edici yorumlar yaptı; sadece bunu açıklamak istedim. Artık her şey bitti." Umarım onun yaptıklarını, yapabileceklerini bildiği halde acımasızca eleştirip dalga geçenler hayatlarında aynı şeyleri yaşamazlar. Ama içlerinde azıcık bile insanlık olduğunu düşünmüyorum o kişilerin.
Peki kimse acaba şunu düşünüyor mu Ronaldo futbolculuk kariyeri boyunca bu şanssızlıkları yaşamasa ne olurdu? 98 Dünya Kupası finalinde sadece birkaç saat önce epilepsi nöbeti geçirmeseydi şimdi Zidane’ı kaç kişi tanırdı,hatırlardı? 2006’da bu sakatlıkların getirdiği kilolar, sürekli devam eden ağrılar olmasaydı Fransa, Brezilya’yı eleyebilir miydi? Peki bu adam Pele’den sonra Brezilya tarihinde 98 maçta 62 gol ile en golcü oyuncu. Pele’nin ise 94 maçta 77 golü var. O zaman uygulanan defans anlayışları ile Ronaldo’nun zamanındaki modern futbolu hiç kıyaslamadan soruyorum.. Eğer Ronaldo kariyerinin en iyi zamanında tam tamına 2,5 yıl sakatlıktan dolayı milli takımda 1 maç bile yapamadığı aralık olmasa, o yıllar futbol oynayabilse ne olurdu? Pele diye biriyle Brezilya’da kıyaslanıyor olur muydu? Bence Pele en fazla Zico kadar konuşuluyor olurdu. Peki dünyanın en iyisi denilen Ronaldinho aynı milli takıma ne verdi? 2 kere yılın futbolcusu seçildi dünyada Brezilya milli takımına o şahşahalı kadroya sahip olmasına rağmen ekstra ne verdi ve ne kazandırabildi? Bir Rivaldo kadarını bile yapamadı asla. C.Ronaldo bekliyoruz daha önünde yıllar var ama şu an Dünya’nın en iyi kadrolarında birine sahip Portekiz’de ne yapabilmiş 25 yaşına kadar ve ne yapacak daha sonra onları da göreceğiz? Messi Arjantin’de keza ne yapabilmiş? Maradona’nın sadece Napoli destanını konuşanlar o adam en iyi çağında Barcelona ve Sevilla’da ne yapmış,ne kazandırmış? Ronaldo’nun gidip de başarılı olamadığı tek bir kulüp var mı? Milli takım bazında elde edemediği başarı var mı? Ve bu adam 18 yıl futbol kariyerinin belki de 5 senesini topa dokunamadan geçirdi. Kıyaslamayı size bırakıyorum.
Bir futbolcu düşünün imkansız denilebilecek çalımlar atar, ince paslar verir, kafayla gol atar, sağ ayakla, sol ayakla fileleri havalandırır, asist yapar, inanılmaz şutlar çıkarır, seri üst üste 3-4 çalım atar, kıvrak hareketler yapar, defans oyuncularını çaresiz bırakır, Ronaldinho ile özdeşleşen içeri dışarı hareketinin bile ilk uygulayan kendisidir. Sayısız kişisel başarı, kupalar, dünya şampiyonlukları, ödüller, muhteşem ama bir o kadar da şanssız bir futbol kariyeri. Ronaldo'dan bahsediyoruz ama orjinal Ronaldo'dan, Ronaldo Luis Nazario De Lima’dan. Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi golcüsü, en komplike futbolcusu...
Bireysel Başarıları
Libertadores Gol Kralı: 1993–94
Campeonato Mineiro Gol Kralı: 1993–94
Campeonato Mineiro Yılın Takımı: 1994
Hollanda Ligi Gol Kralı: 1994–95
La Liga Gol Kralı: 1996–97,2003–2004
Avrupa Altın Ayakkabı: 1996–97
Don Balon Ödülü La Liga Yılın En İyi Yabancı Futbolcusu: 1996–97
Copa America Final Maçı En Değerli Oyuncu: 1997
Copa America En Değerli Oyuncu: 1997
Konfederasyon Kupası En İyi ilk 11’i: 1997
Kupa Galipleri Kupası Final’i En İyi Oyuncu: 1997
Kupa Galipleri Kupası Gol Kralı: 1996–1997
IFFHS Dünya’da Yılın En Çok Gol Atan Oyuncusu: 1997
UEFA Yılın En Değerli Oyuncusu: 1997–98
Seri A Yılın Futbolcusu: 1997–98
Seri A Yılın En İyi Yabancı Futbolcusu: 1997–98
UEFA En İyi Forvet: 1997–98
Bravo Ödülü : 1995, 1997, 1998
FIFA Dünya Kupası Altın Ayakkabı: 1998
UEFA Kupası Final Maçı En İyi Oyuncu: 1998
Copa America Gol Kralı: 1999
Copa America En İyi İlk 11’i: 1997, 1999
FIFA Dünya’da Yılın Futbolcusu:1996,1997,2002
Avrupa’da Yılın Futbolcusu: 1997,2002
World Soccer Dergisi Dünya’da Yılın Futbolcusu:1996,1997,2002
Onze d'Or Ödülü: 1997,2002
FIFA Dünya Kupası En İyi ilk 11’i: 1998, 2002
FIFA Dünya Kupası Final’i En İyi Oyuncu: 2002
FIFA Dünya Kupası Gol Kralı: 2002
Intercontinental Kupası En Değerli Oyuncu: 2002
UEFA Yılın Takımı: 2002
Laureus Yılın En İyi Geri Dönüş Ödülü: 2002
La Liga Yılın En İyi Güney Amerika’lı Futbolcusu: 1996–97, 2002–03
Altın Ayak: 2006
Brezilyalı Milli Onur Listesi: 2006
Seri A 10 Yılın En İyi Futbolcusu: 1997–2007
France Football Dergisi Yılın En İyi İlk 11’i: 2007
FIFA Dünya Kupası Tüm Zamanların En Çok Gol Atan Oyuncusu
Campeonato Paulista Ligi En İyi Oyuncus: 2009
Goal.com 10 Yılın En İyi Futbolcusu Ödülü: 2000–2010
Ronaldo Hakkında Söylenenler
Pele: "Muhteşem. Ama önce Dünya Kupası'nı kaldırsın, sonra benimle kıyaslamaya başlarız." Dünya Kupası’nı kazandıktan sonra: "Değişmediğini ve hala aynı hırs ve istekle oynadığını görmek çok güzel, ailesine önem veriyor ve akıllı biri. Ne kadar çok savunsanız da sizi geçecek bir yol bulabiliyor. Brezilya’da O’nun 1 numaralı hayranı benim ama yinede benimle, O'nu kıyaslamayın."
Crujiff: "O'nu kimseyle kıyaslamayın.Tek ihtiyacı olan kendisi olması."
Crujiff: "Ona bir metrekare çim ve bir de top verin neden dünyanın en iyisi olduğunu size göstersin."
Crujiff: "O'nu kimseyle kıyaslamayın.Tek ihtiyacı olan kendisi olması."
Crujiff: "Ona bir metrekare çim ve bir de top verin neden dünyanın en iyisi olduğunu size göstersin."
Romario: "Fransa 98’de daha iyi tanıdım. O'nunla birlikte her şeyi kazanabilirsiniz."
Zidane: "O benim idolüm."
Capello: "Adı üzerinde O bir fenomen,büyük maçlarda büyük biri olmasını biliyor."
Jairzinho: "Bir takım topu O'nun iki ayağının arasına atabilirse %50 golü atmış sayılır."
Giovanni: "Dünya'nın en iyi golcüsü buna şüphe yok. Her zaman gülmesini biliyor ve başına gelen terslikleri atlatmayı başarıyor."
Bobby Robson: "Ronaldo gibi bir futbolcuyu bulamazsınız. Sansasyonel bir futbolcu ne zaman ne yapması gerektiğini de biliyor."
Linekar: "Ronaldo'nun topla olan hızı hayatım boyunca denediğim ama yapamadığım bir şey oldu."
Cesar Gomez: "O'nu marke etmek hayatta yaptığım en belalı iş oldu. Maç bittiğinde 500 dakika sahada kaldığımı zannettim."
Zubizarreta: "Bu adam her pozisyonu gol pozisyonuna dönüştürebiliyor."
Raul: "Ronaldo'dan öğrenmeye çalışıyorum. Patlayıcı bir güç ve bir anda peşindekilerden kurtulabiliyor. Çok basit O'nun seviyesinden çok uzağım."
Shearer: "Ronaldo etrafta görebileceğiniz en iyi futbolcu. Daha neler başarabileceğini sadece Tanrı bilir.”
Jose Mourinho: "Gözlerimin gördüğü en iyi futbolcu."
Gianluigi Buffon: "Bana göre dünyanın gelmiş geşmiş en iyi futbolcusu."
Christian Vieri: "Ronaldo gibi bir futbolcuyu bir daha izleyemezsiniz."
Giovanni Trapattoni: "Dünya'nın en iyi golcüsü buna şüphe yok. Her zaman gülmesini biliyor ve başına gelen terslikleri atlatmayı başarıyor."
Zlatan Ibrahimovic: "Barcelona tarihinin en iyi futbolcusu Ronaldo'dur."
"Futbolu bilenler ; bir dönem sağ dizinin kurbanı olan Ronaldo'nun sakatlıklarla boğuşmadığı bir kariyeri olsaydı adının bugün Mars da dahi bileneceğine inanır."
"Messi'yi anarken tarih yanına Xavi ve İniesta'yı yazar, ama Ronaldo'nun yanına en fazla isminin devamı, 'Luis Nazario de Lima' yazılır, kalır."
"Futbolun tanrısı, futbolu ve bizleri yetim bırakmıştır dünya futbolu ve bizler seni asla unutmayız El Fenomeno.."
"Dünya futboluna fazla geldiği için tanrının onu sakatlıklarla durdurduğunu düşündüğüm futbolcu."
"O sakatlıklar olmasaydı, istatistikler filan kalmamıştı şu dünyada. Hepsinin ilk sırasında kendisi yer alıyor olurdu."
Benim için sonsuza dek gelmiş geçmiş en iyi futbolcu olarak kalacaksın El Fenomeno..
Yardımcı Kaynaklar: BBC Sport - ESPN - Huffington Post - Ajansspor - Wikipedia - World Soccer Magazine - Sky Sports - Palkogabor's Channel Youtube - RonaldoR9full's Channel Youtube
eline koluna yureğine sağlık kardeşim emek verip sunları hazırlamıssın gercekten tarihi koklattın bize eywallah...
YanıtlaSilTek kelimeyle helal olsun hala aramızda böyle akil ve bilinçli insanlar olduğunu görmek çok hoş bir duygu tekrar teşekkürler...
YanıtlaSilGerçekten Ronaldo'yu harika anlatmışsın kardeşim. O benim de çocukluk kahramanım, onu izlemeye doyamazdım. Ronaldo benim için de Dünyanın gelmiş geçmiş En iyi Oyuncusudur !
YanıtlaSilRonaldo milat gibidir geçmiş ve geleceğin kesiştirdiği en komplike futbolcudur.Tüm zamanların en iyisi de diyebiliriz.
YanıtlaSilRonaldo Brezilya'da heykeli dikilecek adamdır.Pele yanında çırağın ustayı geçmesi gibi kalır.
YanıtlaSilaldın goturdun ustad...
YanıtlaSilaldın goturdun ustad...
YanıtlaSilronaldinho yu çok severdim. Ronaldoyu tanıyana kadar. onun futbol dönemine madridde yetişebildim.ama daha önceside muhteşemmiş. gelmişte ve geçmişte böyle ayağına top yakışan hareketleri doğru ve yerinde yapan vuruş tekniği iki ayağını kullanabilmesi patlayıcı gücü kafa vuruşu.. oyun zekası saysam bitiremem.eski ve yeni futbolcularıda izledini böylesini hiç görmedim. ronaldo ve messi istedikleri kadar gol atabilir.. ama onun kadar topu güzel oynayan ve sanat icra eder gibi çalım atan bir futbolcu olamayacaklar...
YanıtlaSilDünyanin gördügü en iyi futbolcu. Bana futbolu sevdiren adam
YanıtlaSilDünyanin gördügü en iyi futbolcu. Bana futbolu sevdiren adam
YanıtlaSilRonaldo gelmiş geçmişin en iyi futbolcusu
YanıtlaSilRonaldo gelmiş geçmişin en iyi futbolcusu
YanıtlaSilRonaldo'nun sol ayağına kitap yazılır kitabın sonuna'da sağ ayağını kullanırdı diyede not edilir ;)
YanıtlaSilGÖRDÜĞÜM DUYDUĞUM OKUDUĞUM EN İYİ YAZI DİZİSİ HELAL OLSUN
YanıtlaSilÖNCELİKLE RONALDO YU TEKRAR TEKRAR ALKIŞLAMAK LAZIM.BU YAZIYI HAZIRLAYAN KİŞİYEDE SONSUZ TEŞEKKÜRLER İNANILMAZDI.
YanıtlaSilEvet gözümüzün gördüğü en iyi futbolcu. Messi ve Cristianoya rağmen hala böyle.
YanıtlaSil